Etkinlik Programı
Karaburun’da Capo Glamping’de buluşuyoruz.
(Capo Glamping Hakkında)
Etkinliğimiz 1-4 Mayıs tarihleri arasında üç gece konaklamalı olarak planlanmıştır. (Ücret bilgisi daha sonra paylaşılacaktır.)
Konuşmacılar ve Ders İçerikleri
Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü
https://unisis.ege.edu.tr/researcher=ciler.cilingiroglu
Bu konuşmada, Karaburun peyzajının ve tarihinin temel özelliklerini diyakronik bir bakış açısıyla özetleyeceğim. Karaburun, Kuzey-Güney doğrultulu bir kara parçası olarak yüksekliği 1000 metreyi aşan yükseltiye sahiptir. İzmir Körfezi’nin girişinde, Sakız ve Midilli adalarının karşısında yer alan yarımada, Homeros’un Odysseia’sında bahsedildiği gibi, güçlü rüzgârlara sahip, tarım potansiyelinin düşük olduğu, sarp ve engebeli olağandışı özelliklere sahiptir. Diğer yandan jeolojik ve ekolojik çeşitliliği çeşitli hammaddelerin oluşmasına imkan vermiş ve çağlar boyunca insanları bölgeye çekmiştir. 2015-2023 yılları arasında Karaburun’da yürüttüğümüz arkeolojik yüzey araştırmaları bu marjinal coğrafyanın bilinmeyen geçmişini ortaya koydu. Karaburun’daki en eski insan izleri günümüzden 250 bin yıl önceye, yani Alt Paleolitik Dönem’e kadar uzanmaktadır. Buzul Çağı avcı-toplayıcıları için uzun zaman uğrak yeri olan Karaburun, Holosen Dönem boyunca kırsal nitelikli çok sayıda yerleşmeye ev sahipliği yapmıştır. Bu konuşmada amacım arkeolojik verilerden hareketle Karaburun’un derin tarihine eğilmek ve uzun erimli kültürel örüntülerini açımlamak olacak.
Profesör Doktor
Ankara Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü, Genel Gazetecilik Anabilim Dalı
https://avesis.ankara.edu.tr/cdursun
Günümüz toplumları, en önemli toplumsal süreçlerin ve toplumsal ilişkilerin artık mobil cihazlar ve bilgisayar ortamları içerisinden yaşanarak deneyimlendiği dijital toplumlar olarak karakterize ediliyor. Bu süreçte birey olarak insanın bilgiyle ilişkisi ve toplumun bilgiyle kurduğu ilişki de köklü dönüşümlere uğruyor. İnsanın ve toplumun 20.yy’daki bilgiyi arayan, bilgiye dayalı ve bilginin akılcı niteliğine dayalı karakteristikleri, 21.yy’da daha çok duyuları ve hissiyata odaklı hale geldi. Bilginin, hakikatin, gerçekliğin merkezi yeri sarsılıyor. Genel yönleri böyle olan bu dönüşümün sorgulanması, gelecekte nasıl bir insan ve toplumun karşımıza çıkacağının kavranabilmesi açısından son derece önemlidir. Akli ve mantıki olan işlemlerin yapay zekâ temelli sistemlere devredilmesi, süreci bu yönüyle de sorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede bu başlıkta, bilgiyle ve hakikatle kurduğu
ilişkide dijital toplumun insanının yazılı toplumun insanından hangi yönlerden bir kopuş içinde olduğu, hissiyat
alanıyla ve onun bilgisiyle meşgul olmasının politik ve toplumsal etkileri tartışılmaktadır
İstinye Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Psikoloji Bölümü
https://itbf.istinye.edu.tr/tr/kadro/542
Bilişsel psikolojide algı, dış dünyadan gelen duyusal bilgilerin anlamlandırılmasıdır. Bu süreç, duyum, algılama ve yorumlama aşamalarını içerir. Duyum, çevresel uyarıcıların algılanmasıdır; algılama, bu bilgilerin beyin tarafından işlenmesidir; yorumlama ise bireyin geçmiş deneyimlerine dayalı olarak bilgileri anlamlandırmasıdır. Algıda seçicilik, belirli uyaranlara odaklanmamızı sağlarken diğerlerini arka plana iter. Dikkat ise belirli bilgilere odaklanmamızı sağlayarak çevremizdeki gürültüyü filtreler. İki ana türü vardır: seçici dikkat, belirli bir uyaranı vurgularken, dağıtılmış dikkat, birden fazla uyaranı işlememizi ifade eder. Dikkatin sınırlı kapasitesi, birden fazla görevi aynı anda gerçekleştirmeyi zorlaştırır. Algı ve dikkat arasındaki etkileşim, bireylerin bilgiye erişimini ve çevreleriyle olan ilişkilerini belirler. Bu iki süreç, bilişsel işleme ve günlük yaşamdaki karar verme süreçleri açısından kritik öneme sahiptir.
Türk Alman Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Mekatronik Mühendisliği Bölümü
https://people.tau.edu.tr/people.show/haydar.uncu
Bilginin ne olduğu ya da elde ettiğimiz bilginin güvenilir olup olmadığı soruları neredeyse felsefe tarihi kadar eskidir ancak güncelliğini korumaktadır. Aristoteles’ten, Kant’a, Kant’tan Russell’a birçok felsefeci bu konuda kafa yormuştur. Bu konuşmada doğa bilimlerinde bilginin nasıl edinildiği, bu bilginin güvenirliğinin nasıl test edildiği, bilimsel yöntem, hipotez, deney, teori gibi kavramlar ışığında ele alınmaya çalışılacaktır. Belirtilen kavramlar özellikle fizikten ve fizik tarihinden örnekler vererek açıklanmaya çalışılacak, 20. Yüzyılın başında fizikteki devrim sonucunda ortaya çıkan kuantum fiziği ve görecelilik teorilerinin bu kavramları anlamlandırmamızda ne gibi farklılıklara yol açtığı tartışılacaktır.
Doktor Öğretim Üyesi ve Psikoloji Bölüm Başkanı
Bahçeşehir Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Psikoloji Bölümü
https://baugo.online/instructor/itir-kasikci
Boğaziçi Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü
https://www.cmpe.boun.edu.tr/tr/people/lale.akarun
Yapay zekânın bir şeyi ‘bilmesi’, her ne kadar basit bir kavram gibi görünse de, aslında hem teknolojik hem de felsefi anlamda karmaşık bir konudur. Teknolojik açıdan, bir yapay zekâ sistemine ‘bilgi’ verildiğinde, bu genellikle verilerin analiz edilmesi ve öğrenilmesi anlamına gelir. Sistem, belirli bir görevi yerine getirebilmek için algoritmalara dayalı olarak ‘öğrenir’. Ancak felsefi bir bakış açısıyla, bir yapay zekâ sisteminin bir şeyi ‘bilmesi’ konusu, çok daha karmaşık bir soruyu gündeme getirir. Bilgi, sadece verilerin işlenmesinden mi ibarettir yoksa bilincin ve anlamanın bir sonucu mu? Bu soru, yapay zekânın bilgi konusundaki felsefi tartışmaların merkezinde yer alır ve yapay zekânın gerçekten ‘anlama’ yeteneğine sahip olup olmadığına dair daha derin bir konuşmayı tetikler.
Profesör Doktor
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü
https://www.mu.edu.tr/tr/personel/melgin
Bu derste, biyolojik genellemelerin doğasını, biyolojinin iki farklı alanında iki farklı türde örneğe odaklanarak ele alacağım: Evrimsel biyoloji ve biyokimya. Evrimsel biyolojiden örneğim, doğal seçilim ilkesidir. Biyokimyadan örneğim ise protein yapısı ve işlevi arasındaki ilişki ile ilgilidir. Ana iddiam, dikkatlice ifade edildiğinde, doğal seçilim ilkesinin apriori doğru bir önerme olduğudur, çünkü bu ilkenin merkezindeki kavram uyum-gücü kavramıdır ve uyum-gücü, çoklu gerçekleşme özelliğine sahiptir. Öte yandan, protein yapısı ve işlevi hakkındaki genellemelerde yer alan biyolojik özellikler, en azından belirli bir betimleme düzeyine göre, çoklu gerçekleşebilir değildir. Uyum-gücünün çoklu gerçekleşebilir bir özellik olduğunu, ancak protein işlevlerinin olmadığını göstermek için Polger & Shapiro’nun (2016) geliştirmiş olduğu çoklu gerçekleşme teorisine başvurarak göstermeye çalışacağım. İkinci durumda, çoklu gerçekleşebilir olma söz konusu olmadığından biyolojik düzeydeki genellemeler daha alt düzeydeki kimyasal genellemelere indirgenebilir. Ancak doğal seçilim ilkesi, uyum-gücünün çoklu gerçekleşebilir olma özelliğinden dolayı, daha alt düzeydeki kimyasal veya fiziksel genellemelere indirgenemez. Buradan şu sonuca ulaşıyorum: Evrim teorisi, biyolojinin özerk bir bilim olduğu ve öyle kalacağını düşünmek için iyi bir zemin sağlar.
Profesör Doktor
Bahçeşehir Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Psikoloji Bölümü
https://research.bau.edu.tr/tr/persons/metehan-irak-12
Bilgi işleme süreçlerinin çeşitliliği, karmaşıklığı ve sistematiği, bunu denetleyen ve yöneten bir üst sistemin (başka bir deyişle üstbilişin) varlığını düşündürmüştür. Bu sunumda ilk aşamada, üst-biliş kavramının farklı disiplinlerdeki tanımı ve kavramsallaştırması ile birlikte, diğer bilişsel süreçlerle olan ilişkisi ele alınacaktır.
İkinci bölümde, bu kavramsallaştırma ve ilişkiler, bilişsel psikoloji, nörobilim ve nöropsikoloji alanlarında bu konuda yapılan araştırma bulgularıyla ve bu araştırmaların yöntemsel açıdan eleştirisiyle birlikte yeniden yorumlanmaya çalışılacaktır.
Bahçeşehir Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Fizyoloji Bölümü
https://www.researchgate.net/profile/Mukadder-Okuyan
Bu derste, sosyal bilimlerde bilgiye nasıl ulaşıldığını ve doğa bilimleriyle olan farklılıkları ele alacağım.
Öncelikle, nicel ve nitel yaklaşımlar arasındaki farklara değinilecek; nicel yöntemlerin evrensel yasalar bulmaya çalıştığını, nitel yöntemlerin ise anlamaya ve bağlama dayalı bilgi ürettiğini tartışacağız. Ardından, pozitivist epistemolojinin sosyal bilimlerde eleştirilmesine odaklanacağız. Sosyologlar ve antropologlar, toplumsal gerçekliklerin subjektif ve çok katmanlı olduğunu savunarak, pozitivizmin sosyal bilimlerde yetersiz kaldığını ileri sürer. Son olarak, açık bilim hareketiyle klasik pozitivist yöntemlerin yeniden ele alınması ve şeffaflık ile veri paylaşımı gibi yeni yaklaşımlar incelenecektir.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü
https://www.mu.edu.tr/tr/personel/n_reyhani
PDR Separations LLC, Florida, USA
https://pdr-separations.com/?page_id=969
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü
https://avesis.metu.edu.tr/akcelik
Bu derste, analitik felsefe ve mantık perspektifinden matematiksel bilginin doğası, kaynağı ve matematiksel bilgi ile bilimsel bilgi arasındaki farklara değinilecektir. Matematiksel bilginin doğası kesinlik, tümel genellik ve deneyimden bağımsız olma şeklinde nitelendirilebilir. Felsefede doğruluk kavramı hakkında Platoncu ve nominalist yaklaşımlar ele alınarak sayılar, kümeler vb. matematik nesnelerinin bağımsız bir epistemik varlık alanı olma durumu tartışılacaktır. Matematiksel bilginin kaynağı konusundaki tartışmalar sezgicilik, biçimcilik ve mantıksalcılık yaklaşımları üzerinden ele alınmaktadır. Bu yaklaşımların hangi epistemolojik temellere dayandığı ve bu temeller üzerinden matematiksel bilgiyi nasıl tanımladığı üzerinde durulacaktır. Epistemolojidege nel olarak deneyimden bağımsız, analitik ve zorunlu olarak tanımlanan matematiksel bilgi; deneyimler üzerinden edinilen, sentetik ve olumsal olan (ampirik) bilimsel bilgiden farklıdır. Bilimsel bilgi duyu deneyimlerine ve tümevarım mantığına dayanırken, matematiksel bilgi aksiyomlar, tanımlar üzerinden tümevarım mantığının çıkarımlarına dayanmaktadır.
Başvuru
Başvuru formuna yönlendirilmek için tıklayın
Başvuru için (“”)adresine yönlendirileceksiniz.